THOUSANDS OF FREE BLOGGER TEMPLATES

10 Eylül 2010 Cuma

Korkular

Hayatım boyunca hep korkak bir insan oldum ben. Hayattan korkularım vardı, stres sorunum vardı. Karanlıktan bile korkmuşumdur hep. Evden dışarı çıkmaktan bile korkarım çoğu zaman; istediğim an geri dönemem diye. Ve bu günlerde daha cesur hissediyorum kendimi. Daha yorgunum ama daha dirençliyim sanki. Mesela şu an karanlıkta oturup yazıyorum bunları. Tabi ki zifiri karanlıkta oturamam; ancak bir laptop ışığında karanlıkta oturmak bile büyük bir başarı benim için. Yarın otobüsle yolculuğa çıkıyorum mesela. Bununla birlikte yorgun da hissediyorum kendimi. Çoğu zaman bir mide bulantısı eşlik ediyor yorgunluğuma. Bazen öyle yorgun oluyorum ki tek yapmak istediğim yatağımda yatıp hayaller kurmak oluyor. Beni gerçekten tanıyanlar bilir; hayallerimle yaşarım ben. Bu günlerde daha sık yapıyorum bunu işte. Oturuyorum; geçmişimi, geleceğimi, bugünümü düşünüyorum. Olması imkansız hayaller kuruyorum. Bunların içine uzay bile girebilir. Sonra gülüyorum kendime. Kendim de biliyorum çünkü asla gerçek olamayacaklarını. Yine de iyi hissettiriyor hayal kurmak.
Çok farklı bir konuya atlıyorum şimdi. Bunları çok okuyan kişi olmadığını düşündüğümden yazmaktan çekinmiyorum. Yani özel şeyler değil de, daha çok kendi kendime konuşuyormuşum gibi. Vücuduma anlam veremiyorum bugünlerde. İstanbul'a dönünce bir doktora gideceğim. Böyle ellerimin üzerinde damarlar çıktı mesela. Ki normalde kan aldırırken saatlerce damarı aranan bir insanımdır. Damarlarım incedir ve görünmezler. Sonra kollarıma kan oturmaya başladı durduk yerde. Çok küçükler tabi ki; noktadan biraz halliceler. Ama endişe etmiyor değilim. İnsanın durduk yere bir yerlerine kan oturmaz ki canım. İyi olan birkaç kilo almayı başardım. Ayrılık sonrası 45 kiloya kadar düşmüştüm. (Evet, üzüldüğümde kilo veririm) Ki 168 boyum olduğunu düşünürsek 45 kilo aşırı zayıflık oluyordu. Baya kemiklerim sayılıyordu yani. Ama şimdi 3 kilo aldım 48 oldum. Sevindirici tabi ki. Hedef: 50 :)
Bu arada sanrımsı garip şeylerim yine başladı. Ama bu sefer eğleniyorum aslında. Geçen gün mesela zombi gördüm yolda. Sonra saçmalama dedim kendi kendime, gitti :D Yaklaşık bir 5 dakika öncesinde bir ceset görmüştüm (trafik kazası) bunun etkisi olduğunu düşünüyorum.
İşte bedensel aksaklıklarım da olsa, olmayan şeyler de görsem, yorgun da olsam, kafası karışık da olsam, aşırı zayıf da olsam, hala korkularım da olsa; huzurlu hissediyorum kendimi. Çünkü hayallerim var benim. En kötü şeylerin bile neşeli bir müzik eşliğinde iyiye döndüğü hayaller. Müzikaller gibi yani... ''In a musical, nothing dreadful ever happens. '' (Dancer in the Dark)

0 yorum: