THOUSANDS OF FREE BLOGGER TEMPLATES

11 Mayıs 2009 Pazartesi

Dolunay

Biz kozmik denizciler sadece geceleri hareket edebiliriz. Yeterince büyüdüğüme karar verince ilk kozmik gezime başladım. Gezimi tamamlamak için sadece bir gecem vardı. Dolunayın ortaya çıkmasıyla yola koyuldum. Dalgalar beni götürmekteydi. Kurtlar bana ulumaktaydılar ama hiçbiri beni korkutmuyordu. Geri dönememe korkusu dışında...
İlk kozmik gezim olduğundan şaşkındım. Ayın ışığını izlemeye karar verdim. Işık dalgaları üzerindeyken aklımdaki şey evdi, onun yüzüydü. Evet, Dolunay'dan bahsediyorum. Işığıyla beni aydınlatmaktaydı yine... Ona bakmak bile benim için yeterliydi. Şimdi ise... ya sonsuza kadar uzak kalırsam ondan?
Geri dönmek istiyordum ama kaybolmuştum. Her tarafı kara bulutlar kaplamıştı. Göremiyordum sevgili Dolunay'ımı. Dünya'ya inmeye karar verdim. Çocukken anlatmışlardı orda güzel hayvanlar olduğunu, bizimle konuştuklarını. Sonra büyük dedem beni uyarmıştı: 'Bir insan görürsen hemen uzaklaş Empyrean, sana zarar verebilir...'
Işığımla parıldayan bir nehrin kenarına indim. Dünya'daki su o kadar güzeldi ki... Etraftan sesler duydum sonra. Korktum. Etrafımı kurtlar sarmıştı. Ama büyüklerimi hatırladım. Artık korkmuyordum.
'Ben bir kozmik denizciyim' dedim onlara. 'Yolumu kaybettim.'
İçlerinden biri öne atıldı. Yaşça diğerlerinden büyük olduğu belli oluyordu. 'Biliyoruz' dedi. ' Seni bekliyorduk...'
Etrafa meraklı kuşlar toplanmaya başlamıştı. 'Haydi seni güzelce dinlendirelim' dedi bir dişi kurt ve inlerine doğru yol aldık.
Kafamda çok soru vardı. Ve vaktimin azaldığını biliyordum. 'Neden beni bekliyordunuz?' diye sordum önce. 'Dolunay bize haber vermişti' dedi kurtlardan biri. 'Bu gece Kozmik Düş Gezegeni'nde kötü şeyler olacak. Belki de Dolunay ölecek... Karanlığın ordusu bu gece saldıracak. İşte bu yüzden gönderdi seni Dolunay yanımıza. Seni korumamız için...' dedi yaşlı kurt.
Beynim altüst olmuştu. Sevgili Dolunay'ım beni korumak için mi beni uzaklaştırmıştı? Geri dönmeliydim. Sevdiğimi kurtarmalıydım. Kapıya doğru yöneldim. 3 kurt önümü kesti. 'Gitmene izin veremeyiz' dediler. 'Gitmek zorundayım' dedim. 'Ne olursa olsun sevdiğimi kurtarmalıyım!'
Yaşlı kurt tekrar konuştu: 'İstesen de gidemezsin... Güneş doğmak üzere...'
'Umrumda değil' dedim. 'Ölümü göze alıyorum' ... Ve kendimi dışarı attım. Sonrası mı?

And with the morning sun.
A lonely teardrop falls down from my eye and I die...

0 yorum: